Gönderen Kurşun Kalem / 21 Ağustos 2013 Çarşamba / Yorum Yok / diyet zayıflama , Manşet
Şişmanlığın şifresi çözülebilir mi
Bana sorarsanız boşuna beklemeyin, bu şifrenin çözüleceği yok!
Çünkü zaten ortada şifre filan değil, karmaşık bir problem var. Şişmanlık veya kilo sorunu onlarca gen, yeme yanlışı, tembellik, yeni hayatın dayattığı yaşam tarzı değişiklikleri ve daha pek çok şeyin kesişme noktası.
Bu nedenle de Harvardlı hocamız Prof. Dr. Gökhan Hotamışlıgil’in saptamalarına katılmamak mümkün değil. Odur, şudur, budur (!) ama kilo sorununun temelinde metabolik sorunlar vardır.
Gökhan Hoca diyor ki: “Kanınız sizin DNA’nızdır. Fakat metabolitlere, üretim artıklarına bakarsak onlar hem sizin, hem de vücudunuzdaki misafirlerin, yediğiniz malzemelerin toplam imzasıdır. İşin özü şu; aminoasitlerin bir araya gelip hayatı oluşturması için ilk olarak metabolik sistemin bir araya gelmesi gerekiyor. Dolayısıyla vücutta düşündüğünüz her şeyin altında metabolik denge var. Bu denge çalışmaya başlayınca ilk yapılması gereken de onu korumak. Korumak için de immun sistem -bağışıklık sistemi- karşımıza çıkıyor. Bu sistem metabolik olarak ağır maliyetleri olan bir şey. Özetle vücudu korumak gerçekten zor; tıpkı silahlı kuvvetleri savunmak gibi vücudu savunmanın da maliyeti yüksek. Eğer metabolizma enerji vermezse immun sistem de başarılı olmaz. Sonuç olarak metabolizma ile immun sistem -bağışıklık sistemi- arasındaki işbirliği verimsizleşir. Günümüzde artık bu ilişkinin de bir reforma ihtiyacı var.” Hocanın diline sağlık! Harvardlı ünlü bilimadamı Gökhan Odamışlıgil’in sözlerinin altına ben de imzamı atarım (Herkese Sağlık Dergisi/Kasım 2009).
Gökhan Hoca’nın saptamaları çok şeyi açıklıyor. Mesela “obezlerin Domuz gribi virüsüne daha kolay yakalanmaları ve hastalığı daha ağır geçirmeleri” de muhtemelen bağışıklık sistemlerinin bozuk oluşu ile ilgili bir durum. Kısacası metabolizmanın her şey olduğunu asla unutmamak gerekiyor. Sağlam bir metabolizma için de sağlıklı kiloyu korumak, düzenli ve yeterli bir uykudan taviz vermemek, egzersiz yapmak, sağlıklı ve dengeli bir beslenme tarzını ısrarla uygulamak ve tabii ki hijyen kurallarına eksiksiz uymak şart!
Metabolizmanıza dikkat edin. Bu dikkati bugünlerde daha çok gösterin.
Çünkü zaten ortada şifre filan değil, karmaşık bir problem var. Şişmanlık veya kilo sorunu onlarca gen, yeme yanlışı, tembellik, yeni hayatın dayattığı yaşam tarzı değişiklikleri ve daha pek çok şeyin kesişme noktası.
Bu nedenle de Harvardlı hocamız Prof. Dr. Gökhan Hotamışlıgil’in saptamalarına katılmamak mümkün değil. Odur, şudur, budur (!) ama kilo sorununun temelinde metabolik sorunlar vardır.
Gökhan Hoca diyor ki: “Kanınız sizin DNA’nızdır. Fakat metabolitlere, üretim artıklarına bakarsak onlar hem sizin, hem de vücudunuzdaki misafirlerin, yediğiniz malzemelerin toplam imzasıdır. İşin özü şu; aminoasitlerin bir araya gelip hayatı oluşturması için ilk olarak metabolik sistemin bir araya gelmesi gerekiyor. Dolayısıyla vücutta düşündüğünüz her şeyin altında metabolik denge var. Bu denge çalışmaya başlayınca ilk yapılması gereken de onu korumak. Korumak için de immun sistem -bağışıklık sistemi- karşımıza çıkıyor. Bu sistem metabolik olarak ağır maliyetleri olan bir şey. Özetle vücudu korumak gerçekten zor; tıpkı silahlı kuvvetleri savunmak gibi vücudu savunmanın da maliyeti yüksek. Eğer metabolizma enerji vermezse immun sistem de başarılı olmaz. Sonuç olarak metabolizma ile immun sistem -bağışıklık sistemi- arasındaki işbirliği verimsizleşir. Günümüzde artık bu ilişkinin de bir reforma ihtiyacı var.” Hocanın diline sağlık! Harvardlı ünlü bilimadamı Gökhan Odamışlıgil’in sözlerinin altına ben de imzamı atarım (Herkese Sağlık Dergisi/Kasım 2009).
Gökhan Hoca’nın saptamaları çok şeyi açıklıyor. Mesela “obezlerin Domuz gribi virüsüne daha kolay yakalanmaları ve hastalığı daha ağır geçirmeleri” de muhtemelen bağışıklık sistemlerinin bozuk oluşu ile ilgili bir durum. Kısacası metabolizmanın her şey olduğunu asla unutmamak gerekiyor. Sağlam bir metabolizma için de sağlıklı kiloyu korumak, düzenli ve yeterli bir uykudan taviz vermemek, egzersiz yapmak, sağlıklı ve dengeli bir beslenme tarzını ısrarla uygulamak ve tabii ki hijyen kurallarına eksiksiz uymak şart!
Metabolizmanıza dikkat edin. Bu dikkati bugünlerde daha çok gösterin.
Related Posts
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder