Gönderen Kurşun Kalem / 15 Haziran 2017 Perşembe / Yorum Yok / cilt bakımı , güzellik sırları , Manşet
Fazla güneş ışığı benlerde DNA hasarı riskini artırıyor
Yaz aylarının gelmesi ile birlikte, insanların güneşle teması artmakta ve fazla güneşe maruz kalan birçok kişi ben artışı, çillenme gibi sorunlar yaşamakta.
Acıbadem Ankara Hastanesi Dermatoloji Uzmanı Dr. Bahar Öznur güneş ışınlarının oluşturabileceği riskli durumları ve korunma yöntemlerini anlattı.
"Deri kanserlerinin önüne geçilmesinde, güneşten korunma hayati önem taşıyor"
Güneş ışınları hayatın en önemli öğelerinden birisidir. Güneş ışınlarının sayesinde vücudumuza gerekli olan D vitamini sentezinin bir kısmı gerçekleşmektedir. Ayrıca dermatolojik birçok hastalıkta güneş ışınlarının tedavi edici etkisinden faydalanılır. Ancak belli dozun üzerinde alınan güneş ışığı, vücutta zararlı etkilerin oluşmasına yol açmaktadır. Çünkü güneş ışığı ultraviyole radyasyondur. Güneş ışınlarından yeterince korunulmadığı takdirde güneş yanıkları, cilt lekelenmeleri, çillenmeler, deride kırışıklıklar, mevcut ben sayısında artma ve benlerde DNA hasarına bağlı gelişen deri kanseri gelişimi oluşmaktadır. Dolayısıyla deri kanserlerinin önüne geçilmesinde güneşten korunma, hayati önem taşımaktadır.
Bu olumsuz durumların önüne geçebilmek için neler yapmalıyız?
Yaz aylarında saat 10.00- 16.00 arasında mümkün olduğunca güneşten uzak durulmalıdır. Uygun giysiler ve geniş kenarlı şapkalar tercih edilmelidir. Korunmada bir diğer önemli faktör de güneş koruyucularının kullanımıdır. Bu kremler güneşe çıkmadan yarım saat önce sürülmeli, 2 -3 saatte bir tekrarlanmalı, ayrıca terleme sonrasında ve denize girip çıktıktan sonra tekrar sürülmelidir.
"Kullanılan kremlerin hepsi UV ışınlarından %100 korumamaktadır"
Koruyucunun gücü kısaca SPF olarak bilinen güneşe karşı koruma faktörü ile ölçülmektedir. Bu değer koruyucunun sadece UVB ışınlarına karşı koruma gücünü gösterir. Dolayısıyla SPF değeri 100 dahi olsa bu %100 UV koruyuculuğu anlamına gelmemektedir. Bu değerin en az 15 veya 20 olması gerekmektedir. Güneşten koruyucular genelde UVB ye karşı olup UVA nın tamamına etkili değildir. Bu yüzden bu kremlerin %100 koruyucu olmadığını bilmeli ve güneş altında kalış süremizi hiçbir zaman gereğinden fazla uzatmamalıyız.
"Kimyasal koruyucuları çocuklarda 2 yaşından önce kullanmayın"
Bebek derisi hassas olduğundan 6 aydan önce koruyucu kullanılmasını önermiyoruz. 6 aylıktan sonraki dönemde de mutlaka giysi, şapka, gözlük faktörünü göz önünde bulundurmalı, koruyucu olarak da çinko oksit gibi fiziksel koruyucuları tercih etmeliyiz. Yine sistemik emilim riski nedeniyle kimyasal koruyucuların 2 yaşın altında kullanılmaması gerekmektedir. Çocuklarda giysilerle korunma daha önemlidir.
Acıbadem Ankara Hastanesi Dermatoloji Uzmanı Dr. Bahar Öznur güneş ışınlarının oluşturabileceği riskli durumları ve korunma yöntemlerini anlattı.
"Deri kanserlerinin önüne geçilmesinde, güneşten korunma hayati önem taşıyor"
Güneş ışınları hayatın en önemli öğelerinden birisidir. Güneş ışınlarının sayesinde vücudumuza gerekli olan D vitamini sentezinin bir kısmı gerçekleşmektedir. Ayrıca dermatolojik birçok hastalıkta güneş ışınlarının tedavi edici etkisinden faydalanılır. Ancak belli dozun üzerinde alınan güneş ışığı, vücutta zararlı etkilerin oluşmasına yol açmaktadır. Çünkü güneş ışığı ultraviyole radyasyondur. Güneş ışınlarından yeterince korunulmadığı takdirde güneş yanıkları, cilt lekelenmeleri, çillenmeler, deride kırışıklıklar, mevcut ben sayısında artma ve benlerde DNA hasarına bağlı gelişen deri kanseri gelişimi oluşmaktadır. Dolayısıyla deri kanserlerinin önüne geçilmesinde güneşten korunma, hayati önem taşımaktadır.
Bu olumsuz durumların önüne geçebilmek için neler yapmalıyız?
Yaz aylarında saat 10.00- 16.00 arasında mümkün olduğunca güneşten uzak durulmalıdır. Uygun giysiler ve geniş kenarlı şapkalar tercih edilmelidir. Korunmada bir diğer önemli faktör de güneş koruyucularının kullanımıdır. Bu kremler güneşe çıkmadan yarım saat önce sürülmeli, 2 -3 saatte bir tekrarlanmalı, ayrıca terleme sonrasında ve denize girip çıktıktan sonra tekrar sürülmelidir.
"Kullanılan kremlerin hepsi UV ışınlarından %100 korumamaktadır"
Koruyucunun gücü kısaca SPF olarak bilinen güneşe karşı koruma faktörü ile ölçülmektedir. Bu değer koruyucunun sadece UVB ışınlarına karşı koruma gücünü gösterir. Dolayısıyla SPF değeri 100 dahi olsa bu %100 UV koruyuculuğu anlamına gelmemektedir. Bu değerin en az 15 veya 20 olması gerekmektedir. Güneşten koruyucular genelde UVB ye karşı olup UVA nın tamamına etkili değildir. Bu yüzden bu kremlerin %100 koruyucu olmadığını bilmeli ve güneş altında kalış süremizi hiçbir zaman gereğinden fazla uzatmamalıyız.
"Kimyasal koruyucuları çocuklarda 2 yaşından önce kullanmayın"
Bebek derisi hassas olduğundan 6 aydan önce koruyucu kullanılmasını önermiyoruz. 6 aylıktan sonraki dönemde de mutlaka giysi, şapka, gözlük faktörünü göz önünde bulundurmalı, koruyucu olarak da çinko oksit gibi fiziksel koruyucuları tercih etmeliyiz. Yine sistemik emilim riski nedeniyle kimyasal koruyucuların 2 yaşın altında kullanılmaması gerekmektedir. Çocuklarda giysilerle korunma daha önemlidir.
Related Posts
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder